
Sicin 8 Sinemalarda..! – Üzerine Ufak Bir Değerlendirme
Korku sinemasıyla uzun zamandır içli dışlı olan biri olarak, Siccin serisi benim için her zaman ayrı bir yerde durdu. Özellikle serinin ilk filmleri, hem kültürel altyapıya yaslanması hem de atmosfer yaratımındaki başarısıyla dikkatimi çekmişti. Ancak son çıkan Siccin 7 ve 8 için aynı heyecanı ne yazık ki hissetmedim.
Bu konudaki Makaleme buradan ulaşabilirsiniz.. https://blog.yakupulutas.com/yerli-korku-ve-gerilim-filmleri/
Efektler Hollywood Seviyesinde, Hikâye Ne Yazık ki Yerel Kalmış
Siccin 8’in makyaj ve görsel efekt anlamında ciddi bir seviye atladığını kabul etmek gerek. Özellikle bazı sahnelerde Hollywood yapımlarını aratmayan bir prodüksiyon kalitesi vardı. Bu teknik başarıyı takdir etmemek haksızlık olur. Ancak ne yazık ki, bu başarı hikâyeye yansımamış.
Özellikle hikâyede ters köşe hiç yoktu. Filmin başından—hatta fragmanından—hikâyenin gidişatını rahatlıkla tahmin ettim. Bu durum, izleyici olarak beni hikâyenin içine çekmekten ziyade dışına itti. Korku filmlerinde “ne olacak şimdi?” hissini yaşamak çok önemli, ancak bu yapımlarda o merak duygusu eksikti.
Tabii hikâyenin belirli bir gerçek olaya dayanması, senaristin konunun dışına çıkmasını zorlaştırmış olabilir. Gerçek olaylardan uyarlanan yapımlarda kurguya müdahale sınırlı kalabiliyor. Bu da senaryoyu sürprizlerden uzak, daha tahmin edilebilir bir çizgide tutmuş olabilir.
Beni Korkutmak Artık Zor Ama Yine de…
Evet, artık beni korkutmak kolay değil. Biraz da bu türe fazla aşinalık kazanmış olmamdan kaynaklanıyor. Ancak hâlâ, iyi yazılmış bir hikâyeyle atmosferin içine girebiliyor ve o gerilimi hissedebiliyorum. Siccin 7’de hiçbir sahnede, 8’de ise yalnızca bir sahnede ürperti yaşadım. Gerisi bana göre oldukça standart kaldı. Özellikle cin temalı filmlerde inandırıcılığı kaybederseniz, sadece yüksek ses efektleri ve karanlık görüntülerle izleyiciyi korkutamazsınız.
Gala Organizasyonu Hayal Kırıklığı Yarattı
Filmin galasına katılmak benim için heyecan vericiydi ama organizasyon açısından ciddi sorunlar vardı. Ne masa, ne stand, ne oturacak yer… İkramlıkları kucakta taşımak zorunda kaldık. En şaşırtıcı olan ise, oyunculara özel yer ayrılmamış olmasıydı. Yönetmen bile yer bulamadı ve benim çaprazımda, en önde izledi filmi. Bu kadar kötü organize edilmiş bir gala gerçekten hayal kırıklığıydı.
Organizasyonu kimin üstlendiğini tam bilmiyorum ama sorumlu muhtemelen Paribu’dur. Çünkü bu derece dağınık ve özensiz bir iş, Alper Mestçi’nin doğrudan kontrolünde olsa böyle olmazdı diye düşünüyorum. Alper’in iş disiplinini ve detaycılığını bilen biri olarak, bu işin onun elinden çıkmadığı çok belli.
Sanatçıların Samimiyeti Takdire Şayan
Tüm olumsuzluklara rağmen Adnan ile Gönül Abla’nın enerjisi galaya damgasını vurdu. İkisi de son derece güler yüzlü, kibirsiz ve insancıl sanatçılardı. Onlarla aynı ortamda bulunmak büyük keyifti.
Özellikle Adnan Bey’e bir hatıra fotoğrafı çekilme talebimi ilettiğimde çok içten bir şekilde kabul etti, bu da beni gerçekten mutlu etti. Gönül Abla ile de bir fotoğrafım olsun isterdim ama artık yaşını almış olmasından dolayı onu kaldırıp yormak istemedim. Güzel ablamız yaşına rağmen dimdik oradaydı, varlığı bile yetti diyebilirim.
Alper Bey ile de bir fotoğrafım olsun isterdim, ancak kendisi galaya oldukça geç geldi. Ne bir selam verebildim, ne de konuşma fırsatı yakalayabildim. Oysa ki birkaç merak ettiğim soruyu da sormayı çok isterdim ama nasip olmadı.

Yeni Favorim: Haile Serisi
Açık konuşmak gerekirse, Siccin serisinden ziyade artık “Haile” serisini daha çok beğeniyorum. Hikâye olarak daha sağlam, atmosfer olarak daha boğucu ve izleyiciyle bağ kurabilen bir yapısı var. Amazon Prime’da yer alıyor ve korku türüne meraklı herkese gönül rahatlığıyla öneririm.
Genel Değerlendirme
Siccin 8, teknik anlamda çıtayı çok yukarı taşıyan, özellikle makyaj ve görsel efekt konusunda ciddi başarı yakalamış bir film olmuş. Ancak korku sinemasında etkileyici bir atmosferin yanı sıra güçlü ve merak uyandıran bir hikâye de şart.
YouTube’daki birçok yorumda da benzer görüşleri görmek, bu konuda yalnız olmadığımı gösterdi. Demek ki izleyicinin ortak beklentisi artık sadece “korkmak” değil, aynı zamanda inandırıcı ve içine çeken bir hikâye izlemek.


Bu filmler, görsel olarak doyursa da senaryo tarafında beni tatmin etmedi. Yine de büyük emek verilmiş bir iş, ve türü sevenler için izlenmeye kesinlikle değer. Umarım bundan sonraki projelerde bu teknik başarı, daha sağlam bir hikâyeyle birleşir.
[…] https://blog.yakupulutas.com/sicin-8-sinemalarda-uzerine-ufak-bir-degerlendirme/ […]